Turizmde 11 günde 1 gün izin düzenlemesini başka hangi sektörler uygulayacak?

Turizmde 11 günde 1 gün izin düzenlemesini başka hangi sektörler uygulayacak?

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) 2025 Temmuz’unda kabul edilen yeni bir yasal düzenleme, turizm sektöründe çalışanların haftalık izinlerini köklü bir şekilde değiştirdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan turizm işletme belgesi almış konaklama tesislerinde çalışan işçiler, artık 6 gün çalışıp 7’nci günde izin yapma (6+1) kuralı yerine, 10 gün kesintisiz çalıştıktan sonra 11’inci günde haftalık izin kullanabilecek. Bu düzenleme, turizm sektöründe çalışan yaklaşık 1.3 milyon kişinin çalışma koşullarını doğrudan etkiliyor ve tartışmalara yol açtı. Ayrıca, diğer sektörlerin de bu sisteme geçmek için taleplerde bulunduğu yönünde söylentiler mevcut. Bu yazı ile turizm sektöründeki bu yeni düzenlemenin detaylarını ve diğer sektörlerin bu sisteme geçme taleplerine dair bilgileri ele alacağız.

Turizm sektöründe yeni haftalık izin düzenlemesi

Mevcut İş Kanunu’nun 46’ncı maddesine göre, işçiler yedi günlük bir zaman diliminde kesintisiz en az 24 saatlik hafta tatiline hak kazanmak için 6 gün çalışmalıdır. Hafta tatilinde çalışan işçilere, normal ücretin yanı sıra %50 zamlı ücret ödenmesi veya 1.5 günlük serbest zaman verilmesi gerekiyor. Ancak yeni düzenleme, turizm sektöründe bu kuralı esneterek işçilerin 10 gün çalışıp 11’inci günde izin yapmasına olanak tanıyor. Bu süre zarfında çalışan işçilerin, haftalık tatil gününde çalışmaları durumunda fazla mesai ücreti alamayacağı belirtiliyor. Kanunda, biriken haftalık izinlerin ne zaman telafi edileceğine dair bir hüküm bulunmaması, işçilerin tüm sezon boyunca 11 günde bir izin yapma riskiyle karşı karşıya kalabileceği endişesini doğuruyor.

Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, düzenlemenin çalışanların sosyal yaşamını planlamasını kolaylaştırdığını ve işçi-işveren barışını desteklediğini savunuyor. Eresin’e göre, 7/24 hizmet veren turizm sektöründe tüm çalışanlara aynı gün izin vermek adil değil ve esnek izin kullanımı çalışanların ihtiyaçlarına göre daha verimli bir sistem sunuyor. Ancak, bu esneklik için işçinin yazılı onayı gerekiyor ve bu onay 30 gün önceden bildirilerek geri çekilebiliyor. Eresin, kamuoyunda “10 günde 1 izin” algısının yanlış olduğunu, düzenlemenin sadece izin gününün esnekliğini artırdığını vurguluyor.

Buna karşın, sendikalar ve işçi örgütleri düzenlemeye sert tepki gösteriyor. DİSK Turizm-İş Başkanı Turgay Özdemir, bu değişikliği “emek sömürüsünün yasallaşması” olarak nitelendiriyor ve Anayasa’nın 50’nci maddesine aykırı olduğunu savunuyor. Anayasa, “Dinlenmek çalışanların hakkıdır” diyerek haftalık izin hakkını güvence altına alıyor. Özdemir, turizm sektöründe zaten uzun çalışma saatleri ve zorunlu fazla mesailerin norm olduğunu, bu düzenlemenin işçilerin fiziksel ve zihinsel sağlığını riske attığını belirtiyor. İSG Uzmanı Deniz İpek ise, uzun süreli çalışmanın kalp krizi, depresyon ve erken ölüm riskini artırdığını, işçilerin dinlenme hakkının kağıt üzerinde kaldığını ifade ediyor.

Sosyal medyada da düzenlemeye yönelik tepkiler yoğun. X platformunda kullanıcılar, turizm işçilerinin “kölelik düzeni”ne mahkum edildiğini ve bu uygulamanın diğer sektörlere yayılmasının işçileri daha da zorlayacağını dile getiriyor. Örneğin, bir kullanıcı, “Avrupa haftada 3 gün izni konuşurken, bizde 11 günde 1 gün izin dayatılıyor” diyerek tepkisini ortaya koydu.

Diğer sektörlerin benzer sistem talepleri

Turizm sektörüne getirilen bu istisna, diğer sektörlerde de benzer düzenlemelerin talep edildiği bir tartışmayı ateşledi. Özellikle inşaat sektörü, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda işveren temsilcileri tarafından bu sisteme geçme talebinde bulundu. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç’ın haberine göre, inşaat sektörü temsilcileri, turizm sektöründeki gibi esnek bir hafta tatili düzenlemesine ihtiyaç duyduklarını ifade etti. Ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başka sektörlerden de benzer talepler geldiği belirtiliyor. Bu taleplerin kısa sürede TBMM gündemine taşınması bekleniyor.

İnşaat sektörünün bu talebi, sektörün doğasından kaynaklanıyor. İnşaat projeleri genellikle sıkı teslim tarihlerine bağlıdır ve işçiler sıklıkla uzun süreli kesintisiz çalışmaya zorlanır. Ancak, bu sektörde çalışan işçilerin zaten yoğun çalışma koşulları altında olduğu ve dinlenme sürelerinin azalmasının iş kazalarını artırabileceği endişesi dile getiriliyor. İşçi sendikaları, bu tür bir düzenlemenin inşaat sektöründe de uygulanmasının, işçilerin sağlığı ve güvenliği açısından ciddi riskler taşıyabileceğini savunuyor. İnşaat ustası iş ilanlarına göz atmak için isinolsun.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Tartışmalar ve endişeler neler?

Yeni düzenleme, hem işverenler hem de işçiler arasında farklı görüşlere yol açtı. İşverenler, özellikle turizm sektöründe, hizmetin kesintisiz devam etmesi ve personel planlamasının kolaylaşması açısından düzenlemeyi olumlu buluyor. Ancak işçiler ve sendikalar, bu değişikliğin bir hak gaspı olduğunu ve işçilerin dinlenme hakkını kısıtladığını düşünüyor. Uzmanlar, uzun süreli çalışmanın fiziksel ve psikolojik sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor. Ayrıca, biriken izinlerin telafi edilmesine dair bir düzenlemenin olmaması, işçilerin uzun vadede daha az dinlenme süresiyle karşı karşıya kalabileceği anlamına geliyor.

Sosyal medyada, özellikle X platformunda, bu düzenlemenin diğer sektörlere yayılmasının işçilerin yaşam kalitesini düşüreceğine dair endişeler dile getiriliyor. Bir kullanıcı, “Turizmde kölelik düzeni, yakında her sektöre yayılır” diyerek bu kaygıyı ifade etti. Sendikalar, düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğunu ve Anayasa Mahkemesi’ne başvurmayı planladıklarını belirtiyor. Ayrıca, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) normlarıyla çeliştiği gerekçesiyle uluslararası alanda da gündeme gelebileceği ifade ediliyor.

Hangi sektörler bu sisteme geçebilir?

Turizm sektöründeki bu düzenlemenin diğer sektörlere yayılma ihtimali, iş gücü yoğun ve kesintisiz hizmet gerektiren sektörlerde daha olası görünüyor. İnşaat sektörünün bu talebi açıkça dile getirdiği biliniyor. Bunun dışında, sağlık, perakende ve lojistik gibi 7/24 hizmet veren sektörlerin de bu tür esnek düzenlemelere ilgi gösterebileceği öngörülüyor. Ancak, bu sektörlerdeki sendikalar ve işçi örgütleri, turizm sektöründeki tepkilere paralel olarak, böyle bir değişikliğe karşı çıkabilir. Esnek çalışma saatlerinin, işçilerin iş-yaşam dengesini bozabileceği ve iş kazalarını artırabileceği yönündeki endişeler, bu tür taleplerin önündeki en büyük engellerden biri olarak görülüyor.

İş arayan turizm çalışanlarının işini kolaylaştıracak rehberimize mutlaka göz atın: Turizm çalışanlarını İşin Olsun’da nasıl iş aramalı?

Loading spinner