Bir işletme için en önemli unsurlardan biri, iş disiplininin ve düzeninin korunmasıdır. Çalışanların işe zamanında başlaması, hem verimlilik hem de ekip çalışması açısından büyük önem taşır. Ancak, bazı durumlarda bir işçinin sık sık işe geç gelmesi gibi bir sorunla karşılaşmak mümkündür. Peki, bu durum karşısında işveren ne yapmalı? Yasal hakları nelerdir ve süreci nasıl yönetmelidir?
İşe geç kalmanın işverene etkileri
Bir çalışanın düzenli olarak işe geç gelmesi, domino etkisi yaratarak tüm ekibi olumsuz etkileyebilir. İşe geç başlayan bir çalışanın görevlerinin diğer ekip üyelerine dağıtılması gerekebilir, bu da onların iş yükünü artırır ve motivasyonlarını düşürür. Ayrıca, bu durum, müşteri memnuniyetsizliğine, üretimde aksamalara ve genel işleyişte düzensizliklere yol açabilir. Bu nedenle, işverenin bu sorunu görmezden gelmemesi, ancak yasal sınırlar içinde hareket etmesi önemlidir.
İşe geç kalan çalışanla nasıl konuşulmalı?
Bir işçinin sürekli geç kalması durumunda, atılacak ilk ve en önemli adım, sorunlu çalışanla yüz yüze konuşmaktır. Bu görüşme sırasında, geç kalmaların işleyişe olan olumsuz etkileri nazikçe ve yapıcı bir dille anlatılmalıdır. Çalışanın geç kalma nedenleri dinlenmeli, geçerli bir mazereti olup olmadığı anlaşılmaya çalışılmalıdır. Örneğin; ailevi sorunlar, sağlık problemleri veya ulaşım zorlukları gibi sebepler, geç kalmaların altında yatıyor olabilir.
Bu görüşme sonucunda, durumun tekrar etmemesi için bir sözlü uyarıda bulunulması faydalı olacaktır. Ancak, bu uyarının ardından geç kalmaların devam etmesi halinde, sürecin resmiyet kazanması gerekir.
Yazılı uyarı ve savunma süreci
Sözlü uyarılara rağmen geç kalmalar devam ediyorsa, artık yazılı uyarı yoluna gidilmelidir. İşveren, işçiye geç kaldığı tarihleri ve süreleri belirten bir ihtarname çekmeli ve bu durumun tekrarlanması halinde yasal sonuçların doğacağını bildirmelidir. İşçiden, bu geç kalmalarla ilgili yazılı savunma istenir. Savunmada belirttiği gerekçeler, işveren tarafından makul bir şekilde değerlendirilmelidir. 4857 sayılı iş kanunu işe geç kalma konusunda işverene disiplin süreçlerini uygulama hakkı verirken, işçinin savunma hakkını da güvence altına almaktadır.
İş akdinin feshi ve haklı sebep
İşçinin savunmasına rağmen, geç kalmalar devam ediyorsa ve bu durum işyerindeki düzeni bozmaya devam ediyorsa, işveren haklı nedenle fesih yoluna gidebilir. Ancak, bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, geç kalmaların iş akdinin feshini haklı kılacak düzeyde olmasıdır. İş kanunu işe geç kalma süresi hakkında net bir tanım yapmamakla birlikte, Yargıtay kararları, işçinin işe geç kalma eyleminin süreklilik arz etmesi ve işyerini olumsuz etkilemesi durumunda haklı fesih sebebi olabileceğini belirtmektedir. İş kanunu işe geç kalma maddesi olarak 25. maddede düzenlenen haklı fesih sebeplerinden “İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi” veya “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller” kapsamında değerlendirilebilir.
Ancak, işveren haklı fesih yoluna gitmeden önce, işçiye geç kalmaları nedeniyle bir ücret kesintisi yapabilir veya telafi çalışması talep edebilir. Bu durumlar, iş sözleşmesinde veya toplu iş sözleşmesinde belirtilmiş olmalıdır. İşçinin haklı bir gerekçesi olmadan geç kalması durumunda personelin işe geç kalma hakkı gibi bir durum söz konusu değildir. İşe geç kalma iş kanunu kapsamında bir disiplin suçu olarak kabul edilir ve işveren tarafından yönetilmesi gereken bir durumdur.