Kötü niyet tazminatı nedir, hangi durumlarda talep edilir?

İş hayatı, karşılıklı güven ve iyi niyet üzerine kuruludur. Ancak maalesef bazen iş ilişkileri, taraflardan birinin iyi niyet ilkesine aykırı hareket etmesiyle sonlanabilir. Özellikle işten çıkarılma süreçlerinde, yasal haklarınızın ihlal edildiğini hissettiğiniz anlar olabilir. İşte tam bu noktada, çalışanların haklarını koruyan önemli bir güvence olan kötü niyet tazminatı gündeme gelir. Peki, bu tazminat tam olarak ne anlama geliyor, hangi şartlarda ortaya çıkıyor ve en önemlisi, hak kaybına uğramamak için nelere dikkat etmek gerekiyor?

İş hukukunda kötü niyet tazminatı nedir?

Kötü niyet tazminatı, iş hukuku mevzuatımızda, özellikle süresi belirsiz iş sözleşmelerinin feshinde işverenin fesih hakkını kötüye kullanması durumunda ortaya çıkan bir yaptırımdır. Bu tazminatın temel amacı, işverenin fesih hakkını kullanırken dürüstlük kuralına ve Medeni Kanun’un genel ilkelerine uygun hareket etmesini sağlamaktır.

Kanun koyucu, işverenin işten çıkarma hakkını sınırlamak ve çalışanı keyfi fesihlere karşı korumak istemiştir. Eğer bir işveren, yasal fesih hakkını, Kanun’un tanıdığı meşru bir sebep olmaksızın, örneğin sırf işçinin sendikal faaliyetlere katılması, yasal haklarını talep etmesi veya yasal izinlerini kullanması gibi nedenlerle işçinin aleyhine olacak şekilde kullanırsa, bu durum fesih hakkının kötüye kullanılması olarak kabul edilir.

Tazminat hesaplama nasıl yapılır merak ediyorsanız, yazımızı mutlaka okuyun!

Kötü niyet tazminatı hangi hallerde ödenir?

Kötü niyet tazminatının talep edilebilmesi için en önemli şart, iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesi kapsamında ve süresi belirsiz olarak yapılmış olmasıdır. Bu tazminat, özellikle İş Güvencesi kapsamı dışındaki işçiler için (yani 30’dan az işçi çalıştıran işyerlerinde çalışanlar veya altı aydan kısa süredir çalışanlar) önemli bir koruma mekanizmasıdır.

Kötü niyet tazminatına hak kazanılan başlıca durumlar şunlardır:

  1. Sendikal Nedenler: İşçinin sendikaya üye olması, sendikal faaliyetlere katılması veya işyeri sendika temsilciliği yapması nedeniyle işten çıkarılması.
  2. Yasal Hak Talebi: İşçinin, yasalardan veya sözleşmelerden doğan haklarını (örneğin fazla mesai alacağı, yıllık izin gibi) talep etmesi nedeniyle işten çıkarılması.
  3. İhbar Süresine Uymama: İşverenin, ihbar sürelerine uyarak veya ihbar tazminatını ödeyerek yaptığı fesihlerde dahi, feshin asıl amacının işçiyi cezalandırmak veya sindirmek olması.

Eğer işveren, fesih bildirimini yaparken size tanınan ihbar süresinin üç katı tutarındaki tazminatı ödemeyi kabul etmezse, mahkeme kararıyla bu tazminat ödenmek durumunda kalır. Bu miktar, çalışanın kıdemine göre belirlenen ihbar süresine göre hesaplanır.

Kötü niyet tazminatı nasıl ispat edilir?

Kötü niyet iddiası, hukuki bir iddia olduğu için ispat yükü genellikle işçiye aittir. İşçinin, işverenin fesih hakkını kullanmasındaki asıl amacın kötü niyetli olduğunu, dürüstlük kuralına aykırı bir motivasyonla hareket edildiğini kanıtlaması gerekir.

İspat süreci için kullanılabilecek deliller çeşitlidir:

  • Yazılı Belgeler: İşverenin gönderdiği e-postalar, WhatsApp mesajları, tutanaklar veya iç yazışmalar. Örneğin, işverenin size “haklarını istediğin için seni işten çıkarıyorum” benzeri bir ifade kullanması gibi.
  • Tanık İfadeleri: İşyerindeki diğer çalışanların, yöneticilerin kötü niyetli davranışına veya feshe giden süreçteki tutumuna dair vereceği ifadeler oldukça önemlidir.
  • Zamanlama: İşçinin yasal bir hakkı talep etmesi veya bir şikayette bulunmasından hemen sonra işten çıkarılması, kötü niyetin varlığına dair güçlü bir karine (çıkarım) oluşturabilir.

Unutmayın, mahkemeler bu tür davalarda tüm delilleri bir bütün olarak değerlendirir ve iş ilişkisinin genel seyrine bakarak bir sonuca varır.

Kötü niyet tazminatı nasıl talep edilir?

Kötü niyet tazminatı talebi, tıpkı kıdem ve ihbar tazminatı gibi diğer işçilik alacakları gibi hukuki yollarla yapılır. İzlemeniz gereken temel adımlar şunlardır:

1. Arabuluculuk Süreci (Zorunlu)

İş Mahkemeleri Kanunu gereğince, alacak ve tazminat talepleriyle ilgili davalardan önce arabulucuya başvurmak zorunludur. İşten çıkarılma tarihinden sonra vakit kaybetmeden yetkili arabuluculuk bürosuna başvurmanız gerekir. Arabulucu huzurunda işverenle uzlaşma sağlayamazsanız, dava yoluna geçebilirsiniz.

2. Dava Açma

Arabuluculuk sürecinden sonuç alınamaması durumunda, iş mahkemesinde dava açmanız gerekir. Bu davayı, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren yasal süreler içinde açmalısınız.

Önemli Nokta: Zamanaşımı

Kötü niyet tazminatının talep edilebilmesi için, fesih tarihinden itibaren işlemeye başlayan 5 yıllık zamanaşımı süresi bulunmaktadır. Hak kaybına uğramamak için bu sürelere çok dikkat etmelisiniz.

İş hayatındaki haklarınız konusunda her zaman güncel kalmak ve yasal süreçlerde doğru adımları atmak için bir uzmandan destek almanız en sağlıklı yol olacaktır. Haklarınızı bilmek, her zaman güvende olmanızı sağlar.

Loading spinner